Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, katıldığı İzmaritsiz Sokaklar Kampanyası Ödül Töreni’nde önemli açıklamalarda bulundu. Seçimlerden önce olduğu gibi seçimlerden sonrada en büyük sermayesinin samimiyet olduğunu ve bundan asla taviz vermeyeceğini belirten Arı, “Fitne üretim merkezlerini bu şehirde kurutmak zorundayız. Ne benim ne de başka birisinin bireysel ikbali ve istikbali bu şehirden ve bu ülkeden kıymetli ve değerli değildir. O Yüzden nasıl ki bireysel sağlığımız için diyet yapıyorsak gelin şehrin menfaati için de diyet yapalım. Bu diyette ‘dedikodu diyeti’ olsun.” dedi.
Belediye Başkanı Rasim Arı yaptığı açıklamada, Nevşehir’i gelecek yıllara taşıyacak birçok önemli projeyi hayata geçirmek için büyük bir özveriyle gece gündüz demeden çalıştıklarını belirterek, Nevşehirlilere verdiği bütün sözleri yerine getirme çabası içerisinde olduğunu vurguladı.
Bunları gerçekleştirirken samimiyetten asla taviz vermediğini ve gurur ve kibir abidesi olmadığını kaydeden Arı, “Seçim döneminde samimi bir şekilde söylüyorduk ‘Biz bu şehre uzun süredir hazırlanıyoruz. Psikolojisini, sosyolojisini, şehrin fiziksel alt yapısını tamamen inceliyoruz. Ne sorun varsa onun planını, projesini yaptık’ diye. Aslında bu o seçim döneminde bize oy vermeye hazır veya oy verme niyetinde olan seçmenleri ikna etmek için yapılan bir seçim konuşması değildi. Seçimden öncede, seçimden sonra geçen yaklaşık 9 aylık belediye başkanlığı döneminde de en büyük sermayemiz samimiyetimiz oldu. O dönemde de ne vaat ettiysek, ne söylediysek hepsi samimi, içten bir duyguyla söyleniyordu. Bir tane insanı daha ikna edeyim, birkaç insanı daha söylemlerimle kandırayım mantığıyla değil biz planladığımız, düşündüğümüz, hayal ettiğimiz ve gerçekleştirme niyetinde olduğumuz şeyleri söylüyorduk. Sadece bu söylediğimiz söylem fiziksel anlamda, fiziksel içerikli şeylerde değildi. Beraberinde biliyorsunuz benim en çok söylediğim şeylerden bir tanesi ‘Biz belediye başkanı olduktan sonrada bu samimiyetimizi, bu kardeşlik seviyesindeki yaklaşımımızı muhafaza edeceğiz’ diyorduk. İşte o zamanda bunu üç beş tane fazla oy alalım diye söylemedik. Çünkü evet üç beş fazla oy alabilirsiniz ancak gerçekleştiremeyeceğiniz sözleri söylediğiniz zaman o sizin ağzınızdan çıkan sözü eğer sizde yüz varsa mutlaka bunu sizin suratınıza vuracak birileri çıkacaktır. İşte o zaman onun yüzüne bakmaya sizde yüz varsa ar edersiniz, yüzünüz kızarır. O yüzden hem kendime hem de yanımdaki arkadaşlarıma sürekli telkinde bulunduğum bir durum var; ‘ne olur gerçekleştiremeyeceğimiz şeyleri söylemeyelim’ diyorum. Tabi ki bazen bürokratik bazende bütçe imkanı dolayısıyla veya başka sebeplerle geciken işler olur ama söylediğimiz her bir şeyi Allah’ın izni ile yerine getireceğiz. Dün ne kadar samimiysek bugünde emin olun o kadar samimiyiz. Belediye başkanlığı bizi değiştirmedi ve emin olun lütfen bunu da unutmayın değiştirmeyecek. Dünkü samimiyetimizi bugünde sürdüreceğiz. Ama emin olun bir gün, zamanı geldiği zaman başka bir kardeşimize bu bayrağı teslim edeceğimiz ana kadar bizim en büyük sermayemiz samimiyetimiz olmaya devam edecek. Asla kibir, gurur abidesi olmadık ve olmayacağız. Buna kendi isminiz kadar, kendinize söylediğiniz söz kadar emin olabilirsiniz. İşte bundan dolayıdır ki şehirde bir taraftan fiziksel ihtiyaçlarımızı gidermek için gerekli adımları, gerekli işleri yaparken öbür taraftan da şehrimize bir mantığı, bir zihniyet değişimini yerleştirmek istiyorduk. “diye konuştu.
‘VATANDAŞIN SEVGİSİNE VE GÜVENİNE ASLA İHANET ETMEYECEĞİZ’
Bu şehrin kendisine göstermiş olduğu sevgiye, teveccühe ve güvene asla ihanet etmeyeceğini ve o sevginin, o teveccühün, o muhabbetin karşılığını hizmet olarak şehrin her bir ferdine ulaştıracağını vurgulayan Arı, şunları söyledi;
“Attığımız her adımı şehrin huzurunda atıyoruz. Geldikten sonra 7-8 yurt dışı ziyaret yaptım. Genelde siyasetçiler yurt dışı ziyaretlerini paylaşmazlar ama şehrimden saklayacağım hiçbir şey yok. Attığım her adımı, yaptığım her işi paylaştım, paylaşmaya da devam edeceğiz. Ama işin sonunda, günün sonunda yaptığımız her şeyin bu şehrin her bir ferdine nasıl fayda sağladığını hep birlikte göreceğiz. Hep dediğimiz gibi; en önemli sermayemiz samimiyetimiz, kardeşliğimiz. Bazı zamanlarda yoğunluktan zaman zaman dostlarımızla bir araya gelmekte zorlanıyoruz. Belki bu durumdan şikâyetçi olan dostlarımız vardır. Onlar için Halk Günleri düzenliyoruz ve şehirdeki herkese mesaj atarak belediyemize davet ediyoruz. Belediyemizin kapıları halkımıza sonuna kadar açık. Bunun dışında sosyal medyadan atılan mesajların tamamına da bir şekilde dönüş yapıyoruz. Bizden küçüklere ağabey, yaşıtlarımıza kardeş ve büyüklerimizin de evladı olmaya devam edeceğiz. Bu noktada sizden isteğimiz; kalbinizde bir sevgi ve dualarınız. Siz bunu yaptığınız müddetçe bu şehrin hiçbir ferdinin bu sevgisine, bu muhabbetine ihanet etmeyen her türlü kendine ait şeyi, malını, canını, ailesini, çocuklarını bu şehir için feda etmeye söz vermiş ve o verdiği sözün arkasında duran bir belediye başkanı olduğumu hep birlikte görmeye devam edeceksiniz.”
‘FİTNE ÜRETİM MERKEZLERİNİ KURUTMAK ZORUNDAYIZ’
Açıklamalarının son bölümünde şehirdeki dedikodulardan duyduğu rahatsızlığı dile getirerek şehrin her anlamda arzuladığı başarıları yakalaması için bunun sona erdirilmesi gerektiğine olan inancını vurgulayan Arı, bunun için herkesi dedikodu diyeti yapmaya davet etti.
Arı, “Ben 40 yaşında bir belediye başkanı olarak kendimi bu şehir için feda etmeye hazırım. Siz bu kendini feda etmeye hazır olan insanı istediğiniz gibi şehrin menfaatine kullanın. Elbette bundan rahatsız olanlar olacak, işine gelmeyenler olacak. Biz hiçbirisine aldırmayacağız, kimin ne dediğine bakmayacağız. Biz işimizi yapmaya, bu şehre değer kazandırmaya, bu şehir için değer üretmeye ve bu şehir için bireysel istikbalimizi, ikbalimizi asla düşünmeden sadece bu şehrin menfaati için kendimizi bu şehre adamaya devam edeceğiz. Fitne üretim merkezlerini bu şehirde kurutmak zorundayız. Ne olur bireysel istikbalimizi, ikbalimizi bir kenara bırakalım. Rasim Arı şehir için hiçbir şey değildir. Hele ülke için olursa binlerce Rasim feda olsun. Ne benim ne de başka birisinin bireysel ikbali ve istikbali bu şehirden ve bu ülkeden kıymetli ve değerli değildir. O Yüzden nasıl ki bireysel sağlığımız için diyet yapıyorsak gelin şehrin menfaati için de diyet yapalım. Nedir bu? tabiki dedikodu. Maalesef ilk günden beri söylüyorum. Bunun için de diyet yapmamız lazım. ‘Şehrini sevmeyen var mı?’ diye sorduğumuz zaman yok tabi ki herkes şehrini mutlaka seviyor. ‘Bal bal’ demekle ağız tatlanmaz. Şehrimi seviyorum diyerek şehir sevilmez. Şehrini ve ülkesini en çok seven şehrini ve ülkesini en fazla düşünendir. O yüzden bedenimiz için diyet yapıyor isek şehrimiz için de diyet yapmak zorundayız. Şehrimiz için yapılacak diyette dedikodu yemeğinden yememek. Biz bu dedikoduya müsaade etmeyeceğiz. Maalesef bu çok büyük bir hastalığımız. Emin olun bir gün bu diyeti tadalım samimiyetimizdeki artmayı, şehrimizdeki bereketi ve bolluğu hep birlikte göreceğiz. Yoksa dedikoduya daldığımız zaman hepimiz birbirimize düşman oluruz.” şeklinde konuştu.