Hacamat İle İlgili Her Şey - Fikret Şanlıbaba'nın Kaleminden

HACAMAT YAPTIRMAKHacamat neden sadece ayda bir veya iki gün yaptırılabilir? Hacamatın damardan kan aldırmaktan farkı nedir? Hacamatın ayla ilişkisi nedir?Peygamber Aleyhisselam bir hadislerinde "Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı kan

Abone Ol

HACAMAT YAPTIRMAK

Hacamat neden sadece ayda bir veya iki gün yaptırılabilir? Hacamatın damardan kan aldırmaktan farkı nedir? Hacamatın ayla ilişkisi nedir?

Peygamber Aleyhisselam bir hadislerinde "Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı kan aldırmaktır" buyurmuşlardır. (bkz: Sahihi Müslim: 1577)

Peygamberimiz miraca yükselir iken meleklerden hiçbir topluluğa rastlamadı ki, "kan aldırmaya özen göstermelisin" dememiş olsunlar. Bir hadisi şerifte “şifa 3 şeydedir: Bal içmek, kan alma, aletin deriyi yarması ve ateşin dağlaması. Ben dağlamayı ümmetime yasaklıyorum.” Buyrulmuştur. (bkz: Buhari, Kitâbu-t Tıbb) Bu hadislerden anladığımız kadarı ile kan aldırmak insan bedeni için şifa vesilesidir. Bu kan aldırma işlemi ister toplar damarımızdan, ister kılcal damarlarımızdan yapılabilir. Kızılay'a gittiğinizde toplar damardan kan verebilirsiniz. Aslolan kan aldırmaktır. Ama hacamat denilince ilk akla gelen kılcal damarlardan kupa vasıtası ile alınan kandır. Şayet bedenin belirli bölgelerinde ağrı sızı var ise o bölgeden alınan kan, o rahatsızlık için şifadır.

KILCAL DAMARDAN KAN ALDIRMAK

Kılcal damarlar, atardamar ile toplar damarları birleştiren, kan akışının yavaş olduğu, nispeten daha durağan, ince damarlardır. Bir kişi, örneğin, kafasında bir ağrı var ise bir kaç kupa çektirerek oradaki durağan kandan bir miktar aldırabilir. Kupa; uygulandığı bölgedeki kılcal damarlarda toplanan kanın bir yerde toplanması için yapılan işlemdir. Soğuk algınlığı için halk arasında şişe çekme yahut bardak çekme denilen işlem de budur. Ağrıyan yere şişe çektikten sonra oradaki kan dışarı atılmamaktadır. sadece kılcal damarlarda ki kan hareket ettirilmektedir. Hacamatta kupa çekildikten sonra ufak bir kesici alet vasıtası ile biriken o durağan kan vücuttan atılır. Sonra içindeki kanı boşalan kılcal damarlara toplar damardan yeni kan gelir. Gelen yeni kan, oradaki hastalıkla mücadele edecek yeni asker gibidir. Belirli aralıklarla ağrıyan yerlere hacamat yaptırmaya devam etmek fayda vesilesi olan en şifalı işlerdendir.

HANGİ GÜNLER YAPILMALIDIR?

Peygamberimiz hacamat yaptırmanın şifa olduğunu bildirdiği için ümmeti Muhammed hastalıklar konusunda hacamata önem göstermiştir. Nasılsa hacamat şifadır deyip, ayın her günü hacamat yapmaya kalkmışlardır. Hacamat şifadır ama istenilen her gün yapılmaz. Bu konuda peygamber efendimiz en hayırlı şifa günlerini ay takvimi hesabına göre yani şu anki miladi takvimimize göre değil, hicri ay takvimine göre hesaplamıştır. “Hacamat, hicri ayın 17, 19 ve 21. günlerinde yapılır.” demiştir. (bkz: Tirmizi, 2054) Hacamat her bir hicri ayın mevzu üç gününden birinde yapılırsa en doğru günlerde uygulanmış olur.

NEDEN BU ÜÇ GÜN ?

Neden sadece ayda bu üç gün hacamat yapmak doğrudur? Kesin olarak bilmiyoruz ama bu konuya dair açıklama olması mümkün olan bazı mevcut bilgilerden birisi şudur: ay, dolunay halinde iken ayın çekim gücü maksimum dereceye çıkar. Denizlerde medcezir olayları oluşmaya başlar. İnsan bedeninin de yüzde yetmiş ila sekseni su olduğu için insan da dolunaydan etkilenir. Hatta bayanların özel günlerine bile etki eder. Kılcal damarlardaki durağan kan bu günlerde kabarır ve tam alınma yoğunluğuna ulaşır. Tam dolunay günü kanın kabarması maksimum yükseklikte iken kabarmanın tam zirvesinde değil, bir iki gün beklenip, kan belli bir dengeye sahip olunca ayın 17, 19 veya 21. gününde hacamat yaptırmamızın daha faydalı olacağı düşünülmüş olabilir. Yani bu günlerin tercih edilme sebebinin, kanın kabarma zamanı olduğunu düşünülmektedir.

HACAMAT HANGİ GÜNLER OLMALIDIR?

Bu üç günden birinde (17, 19, 21) bulunuyor olmamız hemen hacamat yaptırabileceğimiz anlamına gelmez. Bir de hadislerde bu üç günün hangi güne denk gelmesi gerektiğine dair bilgile vardır ki bunlar bu mesele için önemlidir. Ebu Hureyre’den gelen bir rivayette peygamberimiz aleyhisselam “kim çarsamba ya da cumartesi günü kan aldırır da abraşlık hastalığına tutulursa kendinden başkasını suçlamasın” buyurmuştur. (bkz: Beyhakî, c.9, s.340) Bu iki güne denk gelen günlerde hacamat yapılamaz. Hacamat için en doğru günler pazartesi ve salıdır. Ayın 17, 19, 21. günleri tespit edilir, bu üç günde pazartesi ve salıya denk gelen gün hacamat günüdür. Pazartesi ve salıya denk gelen yok ise perşembe ve pazar günlerine denk geleni seçeriz. (Günler meselesi uzun bir meseledir. Günlerin tıp ile bağlantısı ne olabilir ben bilmiyorum. Ama günlerle alakalı bilgiler peygamberimizden bir uyarı olarak geldiği için bizler bu cümlelerin ilahi bir yardım olduğuna inanmaktayız. Onun için peygamberimizin ağzından çıkan tıp ile ilgili her cümle önemlidir. Günlerin insan bedenine göre etkisini araştırıp öğrenmek gerekir. Bu, güzel bir araştırma konusu olabilir.)

Velhasıl,hacamat için hesaplara göre ayda kan aldırılabilecek gün sayısı ya bir gün veya iki gündür. Hacamatçıyı arayıp ne zaman müsaitsiniz denerek kafadan bir gün seçip gidilmez.

SAAT KAÇTA KAN ALDIRILMALIDIR?

Bu konuda sadece İbni Sina'nın tavsiyesi vardır. İsteyen uyabilir, en ideal zaman 14:00 -15:00 gibidir demiştir. Senenin her zamanında saat iki ve üç değişkenlik gösterir. Kimi zaman öğlen vaktidir, kimi zaman ikindiye denk gelir. İbni Sina verdiği saat ile ikindi vaktini kastetmiş olabilir. Gitmeden bir saat önce de duş almak çok iyiydir demiştir.

HACAMATÇI PARASI HELAL MİDİR?

İslam dininde kan, necaset sınıfında olduğu için fıkıhçılar necis olan şeylerin alım satımlarını helal görmemiştirler. Yani lazım olan hastaya kan verilirken bağışlanır ama bunun karşılığı olarak para alınamaz. Belki zamanımızda yol parası, kan torba parası, saklama bedeli gibi giderler ödenir. Ama bizzat kanın kendisinin alım satımı dinen doğru bir iş değildir. Hacamat işi kan almak satmakla alakalı bir iş değildir. Yapılan işlemle alakalı sarf edilmiş bir emeğin karşılığıdır. Peygamberimiz bu konuda "kan aldır, kan alana ücretini ver" buyurmuştur. (bkz: Sahihi Müslim 1202) Buradan çıkan sonuç hacamatçı insanlara ücretlerini takdim etmek gerekir. Bu helal bir tedavi masrafıdır.

FİKRET ŞANLIBABA