İnsanoğlu ibret almak gayesiyle bakarsa kainat ona sürekli yeni mucizeler gösterir. Örneğin bir domatesi ikiye böldüğünde domatesin içinde 'Allah' yazıyor diye şaşkınlık göstermek yerine, simsiyah topraktan domatesin nasıl yaratıldığını anlamayı denerse nasıl bir ilahi sistem içerisinde olduğunu hayretle görecektir.
Rabbimiz anlamak isteyene numunelerini her zaman sunacaktır. Güneşin ve ayın doğuşuyla batışı, gezegenlerin bir yörüngede yüzüp gitmesi hep bir numunedir.
Rabbimizin bizlere emrettiği ve yasakladığı konular var. İbadetler var, haramlar var, helaller var.
Emirlere uyanları Rabbimiz cennetiyle ödüllendirirken, uymayanları cehennem ile cezalandırır. Fakat ödül ve ceza oranları noktasında Rabbimizin rahmeti ve bağışlaması, gazabını, öfkesini yani cezalandırmasını geçmiştir. Çünkü Rabbimiz affedicidir.
Şeytan bizi Rabbimizin affediciliğiyle kandırmamalı, fakat Rabbimizden umut kesen kafirler derecesine de indirmemelidir. Müslüman uyanık olmak zorundadır zira şeytan ve şeytanlaşmış insanlar her zaman her yerde karşımıza çıkacak ve işlerini yapacaklardır. Böylesi insanlardan Allah'a sığınırız.
Emirler ve yasaklar dedik, cennet ve cehennem dedik. Fakat bizler emir ve yasaklar noktasında cenneti ve cehennemi sadece öldükten sonra karşılaşacağımız olgular zannediyoruz.
Şöyle anlatalım: İnsan elbette ödül ve ceza noktasında bu hayatın karşılığını ahirette görecek bunda hemfikiriz. Bununla birlikte cennet ve cehennemin bu dünyada da yansımaları olacaktır.
Mesela yasak olan içkiyi içenlerin sağlıkları hemen bu dünyada gider, kumar oynayanların paraları, zina edenlerin huzurları ve yüzlerinin nuru hemen burada gitmeye başlar. Yalancı insanlar ahirete gitmeden daha burada itibar kaybederler ki ahireti siz düşünün.
Buna paralel olarak ihlasla ibadet edenlere Rabbimiz iç huzurunu daha burada verir, erken kalkanların işleri bereketli olur, haramdan uzak kalana Rabbimiz aile saadeti verir. Dürüst tacir ahirette Peygamberlerle dirilirken dünyada da itibar görür.
Yani hayatın ibretleri gözümüzün önündedir. Ve cennetle cehennemi insan daha burada yaşamaya başlar. İlahi sisteme entegre olup Rabbinin rızasını arayan kullar cenneti bu dünyaya daha ölmeden taşırlar. Yine Rabbimizin emrini çiğneyenler ise cehennemi daha bu dünyada göğüslerinde sanki göğe yükseliyormuş gibi bir darlıkla ölmeden yaşamaya başlarlar.
Rabbimiz her taraftan rahmetiyle kuşatmışken, haramlar ve helaller belliyken, Rabbimiz rızka kefilken, tüm ibretler önümüzdeyken azmanın, azgınlığın, hainliğin, nankörlüğün gereği var mıdır sizce?
Rabbimiz bize her iki dünyada da cenneti yaşamayı, imanla yaşayıp imanla ölmeyi nasip etsin. Sevdiklerimizle cennette buluşmayı nasip etsin. Ümmeti-i Muhammedi her iki dünyada da aziz eylesin.
Selametle.
Amin.
http://uyandirmaservisi1453.blogspot.com