18-24 “Mart Yaşlılara Saygı Haftası” dolayısıyla Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi (NEVÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO) ve Nevşehir Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü işbirliğinde, “Yaşlılara Saygı Haftası” etkinliği düzenlendi.  

Dünya ölçekli salgın nedeniyle çevrimiçi platform üzerinden gerçekleştirilen etkinlik NEVÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü öğrencilerinin eserlerinin yer aldığı “Yaş Almak” temalı karma sanal resim sergisinin gösterimiyle başladı. 

Açılışta konuşan NEVÜ Rektörü Prof. Dr. Semih Aktekin, “‘Yaşlılara Saygı Haftası’ münasebetiyle, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulumuz ve Nevşehir Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü işbirliğinde düzenlenen panelin hayırlı olmasını temenni ediyorum. Malumunuz, bu sene değişik bir yıl yaşadık. Sadece yaşlılar açısından değil, gençler açısından da daha önce deneyimlemediğimiz farklı bir dünyayı tecrübe etmiş olduk. Modern dünyada geniş aile yapısının çözümlendiği, çekirdek aile yapısının yaygınlaştığı bir dönemdeyiz. Pandemi sürecinde yaşlılar toplumun genelinden sağlıkları önemli olduğu için, çeşitli vesilelere izole edilmiş durumdalardı. Ama yine de aile yapısı güçlü, geleneksel değerlere bağlı olan toplumumuzda, yaşlılar ve gençler arasındaki iletişim sürekliliği devam etti. Pandemi sürecinde, sağlık sebebiyle sosyal izolasyondan özellikle yaşlılar önemli oranda etkilendiler. Aslına bakıldığında yaşlıların etkilenmesi aynı zamanda toplumun da geri kalanının etkilenmesi demektir. Çünkü yaşları ilerlemiş kesim, toplumun tecrübe birikim ve kültürel değerler olarak en donanımlı kesimi.

Bizim gibi geleneksel toplumun gücü de yaşlılardan gençlere doğru kültürel aktarım, tecrübe ve değer aktarımının gücü ile eşdeğer olarak bizi güçlü kılıyor.

Bu süreçte yaşlılarımız kısmen sosyal izolasyona tabi tutuldular. Bunun getirdiği fiziksel, psikolojik sosyolojik ve moral bozukluğuyla ilgili sorunlar oldu. Devletimizin ‘Vefa Sosyal Destek’ grupları gibi yöntemleri ile daha da güçlenen aile yapısı içerisinde, pandemi sürecinde yaşlılarımızın bugünlerde kendilerini yalnız hissetmemesi için çeşitli tedbirler aldı. Yaşlı sözcüğünün farklı tanımları var. OECD’nin yaşlılık tanımına göre bir insan yeni bir şey öğrenmekten vazgeçmişse, rahatlık alanını, rahatını bozmuyorsa, yeni bir şey öğrenmek için çaba göstermiyorsa, sürekli eskiyi anıyorsa o insan yaşlı demektir. Tersinden de gidersek, sürekli yeni bir şey öğrenmek hevesi olan, sürekli kendini yenileyen, dünyaya açık, insanlarla sosyalleşen kişiler fiziksel olarak yaşları ileri olsa bile, psikolojik ve duygusal olarak yaşlı kategorisine girmezler. Fiziksel olarak yaşlılık bir doğa kanunu. Allah böyle yaratmış insanı. Hepimiz çocukluk gençlik ve yaşlılık sürecini yaşıyoruz. Dolayısıyla doğanın kanunu böyle. Ama bu süreçte her bir yaş kategorisinin kendine göre güzelliği ve zenginliği var. Dolayısıyla yaşlılar, toplumumuzda, artık en tecrübeli, gençlere tecrübesini aktaran kişiler olarak göründüğü için saygıyı hak eden ve gençler olarak saygı göstermemiz ve tecrübelerinden yararlanmamız gereken insanlar. Bu anlamda yaşlılara saygı haftasında aslında sadece yaşlılara değil, gençlere ve çocuklara da yaşlılığın önemi ve yaşlılara saygının önemi ile ilgili farkındalık kazandıracak çalışmalar yapmamız gerekli. Çünkü her insan gün gelince yaşlanacak.

Dünyamız gittikçe sosyal anlamda iletişimin azaldığı bir yöne gidiyor. Ve çeşitli ülkelerde mutluluk ve yalnızlık bakanlığı gibi bakanlıklar kuruluyor. Çünkü artık mutsuzluğa ve yalnızlığa çözüm arayan bürokratik çalışmalar var. Fakat insanlığın kadim kültürü bize şunu gösteriyor ki, mutluluk ve yalnızlığa çözüm için geleneksel toplumlarda olduğu gibi kuşaklararası iletişimi güçlendirmek en güzel yol. Bu anlamda pandemi sürecinde de özellikle yakın akrabası olmayan ve yanında olmayan insanlarla daha fazla iletişim kurma, onların ihtiyaçlarını hem fiziksel anlamda hem duygusal ve psikolojik anlamda desteklemenin insanlık görevi olduğunu unutmayalım. Dinimizde de bu var “anne ve babanız yaşlandığında ‘Onlara öf bile demeyiniz’”diye bizlere emir buyrulmuştur. Onlar nasıl size çocukken sabırla bakmışsa, sizler de yaşlandığınızda onlara karşı sabırlı olun. Tabi bu anne ve babamıza olan saygımızı toplumun geneline, diğer yaşlılarımıza karşı da göstermemiz gerekiyor. Sosyal bilimlerde özellikle sosyolojide, tarihte, aile tarihi, yerel tarih, kültürel tarih gibi çalışmalarla yaşlı insanların tecrübelerini bilimsel olarak sözlü tarih çalışmalarıyla kaydetmek, gelecek kuşaklara aktarmak mümkün olduğu kadar onları ziyaret ederek mümkün olan her ortamda sosyal iletişimi de güçlendirmek gerekiyor.

Hepimizin bir gün fiziksel olarak yaşlansak da, ruhsal psikolojik ve entelektüel olarak kendimizi genç tutabileceğimizi unutmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Bu vesileyle de bu güzel etkinliğin düzenlenmesinde katkıları bulunan herkese bir kez daha teşekkür ediyorum” dedi.  

“Covid-19 Sürecinde Yaşlı Olmak” Konulu Panel Düzenlendi

Etkinlik kapsamında moderatörlüğünü NEVÜ SMYO Sağlık Bakım Hizmetleri Bölümü Öğr. Gör. Dr. Gülyeter Erdoğan Yüce’nin yaptığı “Covid-19 Sürecinde Yaşlı Olmak” konulu panel düzenlendi. 

Panel konuşmacılarından Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ayfer Karadakovan “Covid-19 Pandemisi ve Yaşlı Sağlığı Sorunları”, NEVÜ Semra Vefa Küçük Sağlık Bilimleri Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Nimet Karataş “Covid-19 Sürecinde Halk Sağlığı Açısından Yaşlı”, huzurevi sakini Hasan Güler “Pandemide Var Olmak/Gençlere Öğütler” ve Sosyal Hizmet Uzmanı Selvi Sümen “Huzurevi Sakinleri ve Çalışanları Açısından Pandemi” konuları üzerine konuştu.