Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, elektronik sigarada bulunan kadmium, nikel, nitrozamin gibi birçok kimyasal maddenin DNA hasarı yaparak kansere yol açtığına dikkati çekti.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, son dönemde Türkiye'de kullanımı yaygınlaşan elektronik sigara hakkında açıklamalarda bulundu. Coşkun, sigaranın başta akciğer kanseri olmak üzere birçok kanserin gelişimindeki en önemli risk faktörü olduğunu belirterek, 'Bu tehlikeden kaçınmak isteyen birçok kişi yanlış bilgiler nedeniyle elektronik sigaraya yöneliyor. Ülkemizde yasak olmasına rağmen maalesef elektronik sigaranın yaygınlığı özellikle gençler arasında gittikçe artmakta. Birkaç gün önce Adv Respir Med dergisinde Sahu ve arkadaşları tarafından elektronik sigaranın kanser oluşturma riskine yönelik bir makale yayınlandı. Bu analizde elektronik sigaranın kardiyovasküler ve solunum sistemi hastalıklarına verdiği zararın yanında akciğer, baş-boyun, idrar kesesi ve meme kanseri riskini artırabileceğine yönelik tespitler yapıldı' diye konuştu.
'Kadmium, nikel, nitrozamin gibi birçok kimyasal maddenin DNA hasarı yaparak kansere yol açabileceği düşünülmektedir'
Elektronik sigaranın nikotin ve gliserinin yanında birçok kimyasal maddeyi içeren bir sıvının ısıtılıp buharlaşması ile çalıştığını dile getirerek, 'Nikotin kendisi kanserojen olmayabilir fakat elektronik sigarada bulunan kadmium, nikel, nitrozamin gibi birçok kimyasal maddenin DNA hasarı yaparak kansere yol açabileceği düşünülmektedir. Ayrıca elektronik sigarada bulunan nikotinin kalp sağlığı üzerine son derece zararlı etkileri bulunmaktadır. Ayrıca 20'li yaşlarda beyin gelişimi üzerine de zararlı etkileri olabilmektedir' ifadelerini kullandı.
Coşkun, elektronik sigaranın birçok çeşidinin bazı ülkelerde ticaretinin yapıldığını söyleyerek, sözlerine şöyle devam etti:
'Özellikle gençler arasında inanılmaz bir hızla yayılmaktadır. Zararı olmadığı yönünde oluşturulan yanlış algı maalesef gençlerimizi bu tuzağa düşürmektedir. Türkiye gibi ticareti yasak olan ülkelerde dahi kullanımı son derece artmıştır. Bu ürünlerin içerdikleri birçok kimyasal madde ısınma sonrası kansere yol açabilecek moleküllere dönüşmektedir. Önümüzdeki 10 yılda yeni bir kanser patlamasına yol açabileceği endişesi birçok uluslararası sağlık kuruluşları tarafından gündeme getirilmektedir. Toplumun bilgilendirilmesi bu açıdan son derece önemlidir. Başta kanser ve kalp hastalıklarına yol açabileceği konusunda halkın ve gençlerimizin belli programlar dahilinde bilinçlendirilmesi gerekmektedir.'