Üzerimizdeki ölü toprağını atmaya karar verdik. Uzun zamandır ne kendimize ne de insanlığa kayda değer kaygılar taşımadığımız düşüncesindeyken yeni bir besmele çektik. Camimizin çevresine diktiğimiz ladinyalar, ıhlamurlar ve a

Üzerimizdeki ölü toprağını atmaya karar verdik. Uzun zamandır ne kendimize ne de insanlığa kayda değer kaygılar taşımadığımız düşüncesindeyken yeni bir besmele çektik. Camimizin çevresine diktiğimiz ladinyalar, ıhlamurlar ve at kestanesi hariç. İhh ürgüp insani yardım gönüllüleri olarak 10 Kasım Dünya İnsan hakları gününde Suriyedeki güvenli bölgeye ulaştırılmak üzere bir TIR un mesuliyetini üstlendik.

Bir tır un demek 500 çuval un demek, her bir çuval un 550 ekmek demek. Her bir çuval unu nakliye dahil anlaştığımız bedel 135₺. Bunları söylerken işin içine matematik giriyor ve çok akıllıca bir iş yapmadığımız, baya baya çılgınca bir karar verdiğimiz hakikati ortaya çıkıyor. Daha önce de benzer çılgınlıklar yapmadık değil, elhamdülillah insana, insanlığa, İslam coğrafyasına dair attığımız tüm adımları Rabbimiz muvaffakiyetle mukafatlandırdı. Bu da öyle olacak eminiz.

Kimseye yalvarmıyoruz, kimseden bir şey dilenmiyoruz, amel defterimizde işimize yarar bir sayfa, sonra ki kuşakların yüzüne utanmadan bakabilme derdindeyiz. Çünkü yıllar sonra hasan buğra beyimiz 'baba senin elin ayağın tutarken insanlık doğranmış, çoçuklar açlıktan ölmüş, babaların isyan edecek mecali kalmamış, annelerin sesi kısılmış çığlık atmaktan siz ne yaptınız o günlerde' diye sorduğunda oğlumun gözlerine mahcubiyet yüklü olmadan bakmalıyım, bakmalıyız.

Dolayısıyla başa dönmeyecek olursak anın vacibi olarak mesuliyetimiz bir tır un ve inşallah yürek dolusu dua temennimiz. Bu satırları okuyan her bir ferdin askeride bir çuval unla mukabele edemese bile 'Allah yardımcıniz olsun muvaffak etsin mahcup etmesin' duasıyla eşlik edeceğine inanıyorum. O zaman ne diyoruz?
buyrun yeniden başlıyoruz.