Kâbe Dikdörtgendi – Fikret Şanlıbaba’nın KalemindenKâbe; Kaab kökünden gelen yükseklik anlamını içeren bir kelimedir. Düz çölde bir yükselti oluşturduğu için Kâbe denilmiştir. Diğer adı Beytullah’dır. Beyt, ev demektir B

Kabe Dikdörtgendi – Fikret Şanlıbaba'nın Kaleminden

Kabe; Kaab kökünden gelen yükseklik anlamını içeren bir kelimedir. Düz çölde bir yükselti oluşturduğu için Kabe denilmiştir. Diğer adı Beytullah'dır. Beyt, ev demektir Beytullah da Allah'ın evi demektir. Şu an 15 metre eni ve 14 metre boyu ile küpe benzer şekildedir. Tespit edilen tarihi veriler ışığında Kabe 12 defa tadilat görmüş bir kez ise tamamen yıkılıp taşları değişmiştir diyebiliriz.

'İbrahim İsmail'le birlikte beytin temellerini yükseltiyordu: 'Ey rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin.' Bakara suresi 127. Ayette geçen beytin temellerini yükseltiyordu cümlesi ilim ehli tarafından acaba ilk temel atma işi mi yoksa önceden atılmış olan bir temelin üzerine yükseltme mi diye düşünüp temellerini Hz. Âdem aleyhisselama kadar dayandıranlar olmuştur. Hazreti İbrahim bir ucu oval dikdörtgen bir Kabe yapmıştır. Tavanı olmayan boyu da çok yüksek olmayıp bir adam boyu kadar olan bir bina inşa etmiştir.

Kureyş kabilesi Kabeyi bugünkü haline getiren kabile olmuştur. Tadilattan sonra hacerül esvedi peygamberimiz eşliğinde yerine koyma meselesi meşhurdur.

HİCRİ İSMAİL

dışında Türkiye yönünde yarım daire şeklinde çevrilmiş bir yer vardır. Buraya hicri İsmail denilir. Hicri İsmail duvarı Kabe'nin orijinal sınırıdır. Hazreti Aişe annemiz, peygamber efendimize hicri İsmail Kabeden mi diye sorduğunda evet cevabını almıştır. (Buhari hac 1584) Hatta hazreti Aişe Kabe'de namaz kılmak istediğinde hicri İsmail'de namaz kıl çünkü hicri İsmail Kabe'nin bir parçasıdır senin kavmin Kabeyi tekrar bina ederken Kabeyi daraltıp ondan hicri İsmail'i çıkardılar. (Tirmizi hac 8) kim hicri İsmail'de namaz kılarsa Kabe'de namaz kılmış olur.

ALTINOLUK

tavanının su oluğudur. Altının ev eşyası, ev süsü ve erkeklerde kullanılması yasak olduğu için oluk altın değildir ama altın kaplama İslam'da helaldir çünkü kaplama işi elektronla yapılan sadece renk alma işidir o kaplamada altın yoktur rengi geçmiştir. Yönü Türkiye'ye baktığı için Türk hacılar telefon olmadığı dönemlerde namaz sonunda Türkiye tarafında otururlardı altınoluğun karşısında Türkler otururdu aradığınız herkesi namaz sonunda orada bulabilirdiniz. Toplam uzunluğu 253 cm olan oluğun dışarı kısmı 195 cm içeride kalan kısmı ise 58 cm dir. Yüksekliği 23 cm iken iç genişliği 26 cm dir.

KÂBE KAPISI

önceden iki kapısı vardı. Diğer kapı bugün mevcut olan kapının tam karşısında idi. Rüknü yemani ( yemen cihetinde) tarafında idi. Ama Kureyş bu kapıyı Kabe'ye giriş ve çıkışı güvence altına almak için kapattı, bugünkü kapı da batısında 2 metre yüksekte ve açıldığında ancak ahşap tekerlekli bir tahta merdivenle çıkılan yüksekte bulunan bir kapıdır. Emeviler döneminde ikinci kapı açılmış ama Haccac geri kapattırmıştır.

KÂBENİN DİREKLERİ

Tavan yapıldıktan sonra tavanı desteklemek amaçlı her biri 44 cm. kalınlığında olan üç ağaç direk konulmuştur ve direklerin arası da 235 cm dir. İlk ve son direk ile Kabe duvarlarının arası 175 cm dir. Yani duvar / 175 cm 1. Direk /235 cm 2. Direk / 235 cm üçüncü direk / 175 cm diğer duvar şeklindedir.

Ana kapıdan girince hemen sağ köşede çatıya çıkan merdiven kısmı vardır.

Kabe içinde kılınan namazda bir yön yoktur istediğiniz tarafa yönelebilirsiniz.

KÂBE ÖRTÜSÜ

Mısır'da dikilen ipleri altın sarısı olan bir örtüdür. Örtünün üstünde ayetler yazılıdır, her kurban bayramı arifesinde örtüler değişir. Eskiden eskiyen örtüleri hacılara dağıtırlardı sonra müzelere koymaya başladılar. Osmanlı döneminin 1. Ahmet zamanında örtüler İstanbul'da dokunmaya başlandı. Nevşehir kurşunlu camiinde iki adet Kabe örtüsü vardı, çalındıktan sonra Fransa'da satılırken ele geçirilip Türkiye'ye teslim edildi. Galiba Anadolu medeniyetleri müzesine teslim edildi.

MAKAMI İBRAHİM

Hazreti İbrahim'in Kabeyi inşa ederken bastığı ve merdiven olarak kullandığı kerpiç taşa çıkan ayak izidir. Üst katlara taş koymak için kullanmıştır. Şu an Kabe kapısının yanında bir mahfaza altındadır.

HACERÜL ESVED

Tarih boyunca parçalanmış olup bir kısım parçası da Türkiye'dedir. Diğer kısmı mahfaza altına alınmıştır. Bu konuda tafsilatlı bir yazım vardır, merak eden bakabilir. http://fikretsanlibaba.com/kulturel/istanbulda-hacerul-esvedi-ziyaret-edebilirsiniz/