Türk Eğitim-Sen Nevşehir İl Başkanı Tayfur Urgenç Ayasofya tartışmalarını değerlendirerek; Ayasofya söz konusu olduğunda, küresel ittifak hareketleniyorsa, Ayasofya meselesini bir inanç tartışması olarak değil, bir egemenlik eşiği olarak görmenin daha doğru olacağını kaydetti.
Tes. İl Başkanı Urgenç, " İnanıyor ve ümit ediyorum ki, 1923’te piste giren Cumhuriyet, her geçen zaman irtifa kazanarak yükselişine devam etmektedir. Ve belki de artık; Ayasofya zemininde “egemenlik restleşmesinin” zamanı gelmiştir." dedi.
Tes Nevşehir İl Başkanı Urgenç açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Ayasofya tartışmalarını, dini ya da aktüel siyasi polemiklerin dışında ve üstünde bir zeminde değerlendirmek nasıl olur acaba?
Biliyoruz ki, İstanbul’un fethiyle birlikte Ayasofya’nın “camii” yapılması Türk egemenliğinin sembolik göstergesi olmuştur.
Bir önceki devletimizin güç kaybetmeye başlamasıyla birlikte küresel egemen güçlerin ülkemizin egemenliğine tasallutları değişik usül ve araçlarla kesintisiz süregelmiştir. Ayasofya tartışmalarının her zaman uluslararası zemine taşınması da bu hevesin bir yansımasıdır.
Ülkemizin işgalden kurtarılması akabinde kurulan ve henüz yaralarını saramamış genç Cumhuriyet’imizin Ayasofya’yı müze olarak ilan etmesi, bir “ara formül” olarak egemenlik restleşmesini soğutmaya alması olarak değerlendirilebilir.
Ancak tarih, yeniden Türk’e yüzünü dönüyor..
İnanıyor ve ümit ediyorum ki, 1923’te piste giren Cumhuriyet, her geçen zaman irtifa kazanarak yükselişine devam etmektedir.
Ve belki de artık; Ayasofya zemininde “egemenlik restleşmesinin” zamanı gelmiştir.
Sanırım, Ayasofya söz konusu olduğunda, Batı’nın şımarık çocuğu komşumuz Yunanistan’dan okyanus ötesinde konuşlanmış olan ABD’ye varıncaya dek küresel ittifak hareketleniyorsa, Ayasofya meselesini bir inanç tartışması olarak değil, bir egemenlik eşiği olarak görmek doğrusu olacaktır.
Evet şüphe duymamalıyız ki, devlet aklı “Ayasofya” konusunu doğrudan bir milli egemenlik unsuru olarak ortaya koymakta ve küresel emperyalizme “Artık dur” deme vaktinin geldiğine inanmaktadır.
Türk’ün bu topraklardaki egemenliğini asla hazmedememiş olan ve bu hazımsızlığını her fırsatta Ayasofya üzerinden kusan Batı’nın reflekslerini bu zaviyeden okumak sağlıklı olacaktır.
İşte Ayasofya tartışmalarını bu gözle değerlendirdiğimizde, hepimizin siyasi, politik ya da dini tartışmaları bir yana bırakıp küresel emperyalizme “Hadi oradan!” diyebilmemiz milli bir sorumluluk olacaktır."