Türk Eğitim Sen Nevşehir şube başkanı Tayfur Urgenç bir yazılı basın açıklaması yaparak hiç kimse rol kapmaya, dalkavukluk yapmaya heveslenmesin eğitim çalışanları üzerine düşen görevi yerine getirmemektedir. Eğitimi ve çocuklarımızı düşünüyorsanız bir an önce öğretmenleri aşılayın ve aşılama tamamlanana kadar uzaktan eğitime geçilmelidir. Dedi. Urgenç başsağlığı dileğinde bulunarak tedbir alınmasını belirterek Bu hafta içinde bir meslektaşımızı Covid-19’a bağlı Akciğer yetmezliğinden dolayı kaybettik. Sınıflarda sosyal mesafe kuralı ayarlanamadığına göre tüm meslektaşlarımızın derhal aşılanması gerekmektedir. İfadelerini kullandı.
Tes. Şube Başkanı Tayfur Urgenç’in yazılı basın açıklaması şu şekildedir.
Türk Eğitim Sen olarak, aylardır eğitim çalışanlarının aşılanması meselesine dikkat çekiyoruz. 18 milyon öğrencinin olduğu ülkemizde 1 milyon 250 bin eğitim çalışanının aşılanmasının, aslında toplumun geneline yönelik bir tedbir olacağını vurguluyoruz.
Tabii ki, arzumuz tüm vatandaşlarımızın bir an önce aşılanmasıdır. Ancak tedarik sorunu yaşandığı için Sağlık Bakanlığı tarafından aşılamada öncelik sıralaması yapılmaktadır. Her gün milyonlarca öğrenci ve veli ile muhatap olan eğitim çalışanlarının karşı karşıya kaldığı risk, futbolculardan, gazetecilerden, THY ya da turizm çalışanlarından daha mı azdır?
Son haftalarda, neredeyse gün geçmiyor ki, her gün bir meslektaşımızın hastalandığı ya da vefat ettiği haberini almayalım.
Meslektaşlarımız, bu durumdan dolayı, okullarımızın virüsün yayılımı açısından ciddi risk oluşturduğu endişesini yaşamaktadır. Bundan ötürü eğitim kamuoyunda, eğitim çalışanlarının ve ailelerinin Covid-19 bulaşısından korunabilmesi amacıyla (LGS ve YKS eşiğindeki öğrencilerimizin sınavlara hazırlık programlarını etkilemeyecek şekilde) uzaktan eğitime ağırlık verilmesinin uygun olacağına dair bir kanaat birliği oluşmuştur.
Tabi bu yönde bir karar alındığında, bu süreçte de tüm eğitim çalışanlarının hızlı şekilde aşılanması gerçekleştirilmelidir.
Bununla birlikte Hükümetin özellikle Ramazan ayı süresince uygulayacağı kısıtlama ve tedbir kararlarının vaka sayılarının kontrol altına alınması anlamında da katkısı olacağı düşünülürse, önümüzdeki süreçte yüz yüze eğitim için elverişli bir zemin yakalanabilecektir.
Öte yandan eğitim kamuoyu, okulların durumuyla ilgili kanaat ya da karar oluşturulurken dikkate alınması gereken unsurun, her konunun uzmanı gazetecilerin yorumları değil, bilim insanlarının tavsiyeleri olması gerektiğine inanmaktadır.
Ayrıca, okulların virüs bulaşışında önemli bir etken olmadığını ve bu konudaki endişelerin yersiz olduğunu iddia eden kamu yöneticilerine de bir çağrıda bulunuyorum: Şeffaf olun. İddianızın gerçekliği var ise kamuoyu karşısına çıkarak, okulların açık olmasının covid-19 vaka sayılarına anlamlı bir etkisinin olmadığını gerçek rakamlarla gösterin. Ki, kamuoyu da “yersiz” kaygılarla meşgul edilmesin. “Rakamları kamuoyuna açıklamak için tespit etmiyoruz” gibi şüpheli beyanlarınızla muhatap olan ve neredeyse her gün bir meslektaşının üzüntülü haberini alan eğitim çalışanlarının motivasyonunu bozmaya hakkınız yoktur.
Bu arada hiç kimse rol kapmaya ve dalkavukluk yapmaya da heveslenmesin. Bu ülkede eğitim sürecinin kesintiye uğramamasını en çok arzulayan ve hedefleyen öğretmenlerdir. Uzaktan eğitimi dahi “Öğretmenler de rahata alıştı” diye arsızca yorumlayanlarla eğitim sürecini ve okullarımızın durumunu değerlendirmek ne kadar “boş” bir iştir.
Hükümeti ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’nu, eğitim kamuoyunun kaygılarını giderecek tedbirleri almaya ve aşı programını bir an önce başlatmaya davet ediyoruz.