Fransızca 'rationel' kelimesinden gelen sözcük kabaca akla uygun, akıllıca, tutarlı, mantıklı anlamına gelir.
Hangi mesele olursa olsun herhangi bir konuda ilk referansımızın Kur'an- Kerim olması gerektiğini söyleyenler 'akla uygun' olması gereken 'herhangi' bir konuda burada ne söylendiğine baksalar zaten 'rasyonel' davranacaklardır.
Akıllı bir insan, ilimde, bilimde, fende, ekonomide, yazında, alışverişte, ticarette, yönetimde, davranışta, konuşmada, kısaca hayatın her alanında rasyonel diyerek Fransızcasını kullanmaya pek hevesli olduğumuz 'akılcılık' meselesini zaten hayatın her alanında kullanmalıdır.
Yüce yaratanın -Sadece bildiğinizi hatırlatmak babında söyleyeyim- kutsal kitabımızın 49 yerinde fiil olarak kullandığı 'akıl' kelimesini, bir şey yaparken akıl süzgecinden geçirmenizi sağlamak için daha kaç kez söylemesi gerekirdi? Elli mi?
Bunların yanında bazı toplumsal konularda açık açık net bir şekilde ' hiç aklınızı çalıştırmıyor musunuz?' diye yüzümüze tokat gibi çarptığı ayetler varken gerçekten akletmemek biraz aptallık olmuyor mu?
Hatta sadece bireylerin değil toplulukların da aklını kullanmasını ister yüce yaratan. Bakara suresi 164. Ayetinde '….aklını kullanan bir toplum için elbette Allah'ın varlığını ve birliğini gösteren deliller vardır' der.
Verilen mesajlar sadece surede yazan konu ile ilgili değildir. Allah'ın 'Akıl' meselesini insanlara üstüne bastıra bastıra bu kadar vurgulamasının sebebi hangi konu olursa olsun önce sana verdiğim aklı bir kullan yetmez ise yardım al, oku, sor diyor.
Kutsal kitabımızın daha pek çok yerinde 'düşünmez misiniz? Aklınızı çalıştırmaz mısınız?' gibi sözlerle işte bu rasyonelliğe yöneltir bizleri.
Şimdi sadece bir konuda karşımıza çıkan 'rasyonel' olma fikri esasen her alanda ama her alanda uygulanmalıdır. Ancak böyle olursa gerçek anlamda rahata ve refaha ulaşılır.
Hemen herkesin dilinde pelesenktir. 'Alman gibi başlayıp Türk gibi bitirmek' sözü. Peki niye böyle? Niye Alman'ı, İngiliz'i, Amerikalısı kendi gibi başlayıp kendi gibi bitirirken biz beceremiyoruz? Çünkü bir süre sonra Allah'ın bizzat fiil olarak emrettiği rasyonalizmi hayata geçiremiyoruz da ondan.
Üstelik bu alanda örnek alacağımız muhteşem bir dönem var. Bakınız 1919-1939 yılları arasında yapılan hemen her şey rasyonalizmin net bir tanımdır. Hayatın hemen her alanda 'akılcılığı' birincil olarak öne çıkaran uygulamalar neticesinde bunca yıldır bu ülke ayakta kalmıştır. Öyleyse başta devlet yönetimi, bilahare kurumlar ve şahısların yaptıkları her işte 'rasyonel' davranmaları dileğiyle.