***Üç genç kendilerine bir yol göstermesi için bilge bir kişinin kapısını çaldılar ve O’na: Ey Üstat! Ey görmüş geçirmiş bilge insan! Biz bir konuda ihtilafa düştük bize akıl ver.

***

Üç genç kendilerine bir yol göstermesi için bilge bir kişinin kapısını çaldılar ve O'na: Ey Üstat! Ey görmüş geçirmiş bilge insan! Biz bir konuda ihtilafa düştük bize akıl ver. Dünyada şu üç şeyden hangisi daha kıymetlidir diye sordular?

1-Dostluk

2-Cinsellik

3-Yemek

Bilge adam sakalını sıvazlarken gençlere tebessüm ederek şöyle cevap verdi;

'Gençler şunu iyi bilin ki dostluklar ancak yemekle başlar ve yemekle pekişir, görmez misiniz siz üç kişi iyi dost olana kadar kaç sofra paylaştınız? Yemek yemediğiniz birisi ile ne kadar dost oldunuz? Cinsellik ise bir hazdır ama yemeğe de bağlı olan bir hazdır, az yemek ve çok yemek o hazzı öldürür. O halde yemek cinsellik ve dostluktan öncedir. Çünkü; ikisinin de oluşma sebebidir. Unutmayın Cennette de nimetler sayılırken yemek cinsellik ve dostluklardan bahsedilmiştir. Ama iyi yemekler, iyi dostluklar ve tatmin olmuş bir beden. O halde kıymetli olan yemektir ama kaliteli yemektir' dedi.

***

Sakat doğmak, zenci doğmak, beyaz doğmak, Kürt veya Türk doğmak elinizde değildir ama şişman olmak sadece bizim tercihimizdir.

***

Patates kızartmasını hiç tuzlamadan yer misiniz? Yediğiniz bir tabak kızartmayı asla tuzsuz yemezsiniz çünkü sade patatesin tadı hiç de keyifli değildir. Şeker atmadan doğal bir limon suyu ile normal suyu karıştırsak o limonata zevk vermez. Ya da içtiğimiz içeceklerde şeker olmasa içmeyiz. Aslında biz tuz ve şeker tüketiyoruz. Birçok insan şeker olmadan çay içemez ancak bir kısım insanlar çaya şeker atmayı bırakmıştır ama bunu şekerden uzak kalmak için yapmamışlardır. Velhasıl sadece tuz ve şeker tüketerek yaşayan insanlar vardır. Biz de kısmen öyleyiz.

ŞİŞMAN GURME OLMAZ

***

Genelde şişman insanlar çok zengin değiller ise iyi yemek yiyen insanlar değillerdir. Çünkü kaliteli yemekler pahalıdır. Ancak iyi yemek yiyenler ve yemeği iyi yapmayı bilenler kötü yemekleri ayırt edebilirler.

İyi yemek için zaman ayırmak lazımdır. Hatta yemeğe kolayca ulaşmak ve hızlıca pişirmek o yemeğin kıymetini kaçırır, güzel malzemeler alıp mutfağa girip robotları kurup kolayca bir yemek yapmak yerine elinizle doğrayıp o malzemeye sevginizi de katın. Hiç kimse o bilinmeyen elinin lezzeti denen şeyi katmadan o yemeği daha güzel bir hale getiremez. Törenle pişirdiğiniz o yemeği yiyin az yiyin ama kaliteli ve saygıyla yiyin.

***

Sabah işe giderken endüstriyel malzemeler katılarak pişirilmiş bir açma almak yerine evinizde kendi elinizle akşamdan hazırlayıp mayalandırdığınız poğaçanızı yiyin.

ÜÇ HARFLİLERİN ŞERRİNDEN ALLAH'A SIĞINIRIZ

***

Ekonomik sıkıntılardan dolayı fırsatçılık oluşturan bazı üç harfli ucuz marketlerden alışveriş yapmayın. 13 liraya bal satıldığını şayet arılar duysa büyük bir ihtimalle işi bırakıp bizde hazır alalım derlerdi. 8 liraya alınan salamı kediler dahi yememekteler, engin fıtratları ile neyin kokusunu aldılar derseniz, ucuz ve kalitesizliğin kokusunu koklamış olabilirler. 5 liraya reçel olmaz! Kavanoz parası, şekerin on liranın üzerinde olması göz önüne alınırsa glikoz, gıda boyası, renklendirici ve meyvesi ile imkansız hale gelmektedir. Ya kaliteli malzeme alıp az yiyeceğiz ya da kaliteli malzeme alıp az yiyeceğiz.

İlla reçel olması gerekiyor ise her iki ayda bir yeni çıkan meyveden bir kilo reçel yapılması en kolay işlerdendir. Kış geliyor: portakal, turunç, ayva, yazın çilek, kayısı, ceviz vs. ile istediğiniz reçeli yapabilirsiniz. Evet biraz masraflı olabilir ama kaliteli yiyip az yemekle bu masrafı dengeleyebiliriz.

BEŞ ON LOKMADA BİR İNSAN DOYAR

***

Eskiler; İki lokma kaburgayı kaldırmaya yeterli olur derler. Madem 10-20 lokmada bedeni doyurabiliyor isek sonraki lokmalarda neyimizi doyuruyoruz? Yemeğe devam ediyor isek mutlaka doyurduğumuz bir duygu vardır. Yazıyı okumayı durdurup bir dakika dahi olsa ben hangi duygumu tatmin ediyorum diye düşünmek lazımdır. Bir duygu var o duyguyu beslemek için yemek yiyoruz. Bu kişiden kişiye değişir hatta ekonomik sınıf farklılığı ile de değişir. Zengin kişinin doyduktan sonra yemeye çalışması ile fakir kişinin doyduktan sonra yemeğe çalışması hep farklı farklı duyguları ve endişeleri tatmin etmek içindir. Herkes kendi endişesine bir bakmalıdır. Hatta sigarada keyif kısmının harici hep bir duyguyu tatmin için içilir.

***

Yemeklere dikkat edeceğim diye de tam bir baş belası olmayın, kendinize ve etrafınıza eziyet etmek başka bir hastalıktır.

***

Hayatınızı komple değiştirmek yerine ufak dokunuşlar yapın. Daha şekerli bir hayattan daha az şekerli bir hayata geçin. Şıralı tatlı yerine sütlü tatlılara geçin.

***

Zayıflamanız için hayat felsefenizi değiştirmeniz gerekir gibi cümleler bana çok uzak gelmektedir. Hayatımızın ne felsefesi var da değiştirelim? İç Anadolu'da yaşayıp mantısız, makarnasız, ekmeksiz, buğday ürünleri olmadan bir hayat olmaz. Denizimiz vardı da biz mi balık yakalamadık? Yaşam felsefemiz değişecek diye analarımız ve babalarımızın tadını bile bilmediği ve görmediği şeyleri yemek ne lezzetli ne de keyiflidir. Ayrıca bir bölgede yaşayıp o bölgenin toksinlerini alıyorsanız bölgenizden uzak yerlerde yetişen antitoksinler mesela Bolivya muzu yemeniz size bir fayda vermez o bölgedeki elinizin altında yetişen antitoksinleri yiyerek yaşamanız gerekir.

***

Doyduktan sonra diğer duygularımızı beslemeye kalkmayalım yeter. Günlük almamız gereken kalori miktarı 2200 kalori ise bundan fazlasını aldığımızda vücudumuzda yağ olarak depolanacağını azını aldığımızda da zayıflayacağımızı bilmemiz yeterlidir.

***

Zayıflamanın en kolay yolu da ne yerseniz yiyin yiyeceğimiz malzemeyi ayırt edip bu oran beni doyurur deyip sadece onu yemektir. Alışkanlık olana kadar yemekten yiyeceğimizi ayırt etme işine devam etmeliyiz. Mesela kıymalı pide geldiğinde dört beş dilim bana yeterli diyorsanız ve bunu bir tabağa koyup sadece onu yiyorsanız hayırlı olsun iş bitmiştir. Diğer duygular da tatmin olacak diye fazla yemeye gerek yoktur.

Velhasıl kaliteli yiyin, az yiyin, güzel dostluklar yaşayın başka hazları yemekle tatmin etmeye çalışmayın. Saygılarımla