Ebeveynlerin ve öğretmenlerin en çok gündeminde olan konu “Çocukların Ders Çalışmaması” dır. Bu sorunun başlıca nedenleri arasında çocuğun ilgisi, güdülenmesi ve hedefleri önemli bir role sahiptir. Ders çalışmama konusunda öğrenciler açısından bakıldığınd
Ebeveynlerin ve öğretmenlerin en çok gündeminde olan konu 'Çocukların Ders Çalışmaması' dır. Bu sorunun başlıca nedenleri arasında çocuğun ilgisi, güdülenmesi ve hedefleri önemli bir role sahiptir. Ders çalışmama konusunda öğrenciler açısından bakıldığında okuldaki öğrenme konusu ile öğrencilerin hedefleri arasında bağ kuramamalarıdır. Hedefler ile öğrenilen ya da öğrenilecek konu arasında ilişki kurulamıyorsa doğal olarak öğrenme sürecinin de gerçekleşmesi beklenemez. Çocukta ilgi olmadan bilginin oluşması mümkün değildir. Çocuklar sergiledikleri çaba sonrasında elde edecekleri ödülün kendilerini tatmin edebileceği düzeyde olmasına göre yapılacak işe ilgi duyarlar. Tıpkı biz yetişkinlerde olduğu gibi. Bizlerde elde edeceğimiz küçük ödüller, küçük kazançlar için büyük çaba sarf etmeyi göze alamayız ve bunu zaman kaybı olarak görürüz. Eğer elde edilecek ödül değerli ise bir işe başlarız ya da ders çalışmaya başlarız. Bu nedenle, çocukların hedefleri ile öğrenilecek konu arasında anlamlı bir ilişkinin olması gerekmektedir. Bu ilişkiyi çocuk kendi iç dünyasında kurabileceği gibi etkileşim içerisinde bulunduğu bir arkadaş gurubu ya da lider öğretmeni aracılığıyla da kurabilir. Fakat istenilen durum çocuğun bu ilişkiyi kendisi içselleştirerek öz denetimini sağlayabilecek kıvama gelebilmesidir. Kimi öğrenciler uzun süre ders çalışabilirken kimi öğrenciler kısa süre ders çalışabilir. Ders çalışma süresinin uzunluğu 'akış' ile ilgilidir. Düşünelim ki sevdiğimiz bir işin başına geçtiğimizde zamanın nasıl akıp gittiğinin farkında bile olmayız ama keyif almadığımız yapmak zorunda olduğumuz bir işin başındaysak süreç gittikçe uzar ve keyifsiz bir hal alır. Bu durumun temel nedeni beynin salgılamış olduğu dopamin ile birey kendini aşırı mutlu hissederek süreci istemsizce uzatır. Alanında büyük başarı kazanmış kişilerin başarı öykülerini incelediğimizde bu akış anını yakalayarak üst düzey başarıya ulaşmalarını sağlamalarıdır. Bu doğrultuda bireylerden beklenen başarı biraz fazla olduğunda akış en yüksek düzeye çıkacak ve daha fazla üretim gerçekleşecek, kendinden az şey beklenen kişiler sıkılacağı için üretim azalacak, kendisinden çok az şey beklenen kişiler sıkılacak, kendi kapasitesinden çok daha fazlasının beklenmesi kişilerin kaygı düzeylerini arttıracağı için çocuklar üzerinde de hassas dengeyi hem ebeveyn olarak hem de aile olarak sağlamamız gerekmektedir. Çocuklarımızı doğru ve iyi bir şekilde tanıyarak neyi nasıl yapacağı hangi düzeyde yağacağı ile ilgili yönlendirmeler yapılmalıdır. Ders çalışma ile ilgili çok çalışanlar ile az çalışanlar arasındaki esas fark 'Akış Anı' dır. Akış anında ne düzeyde etkili ve akıcı çalışılabildiğini tespit etmek ve bu anı keyifli haz dolu bir ana dönüştürmek başarıyı kaçınılmaz hale getirecektir. Başarı düzeyi düşük olan öğrencilere baktığımızda ders çalışırken elde edemedikleri bu akış anındaki hazzı sosyal ilişkilerinde, sosyal hayatlarında tamamlamaya çalışmaktadır. Bu öğrenciler genellikle teknolojiyi ders esnasında olumlu kullanamadıkları için olumsuz teknoloji kullanımı ya da teknoloji bağımlılığı da bu öğrencilerde ön plana çıkmaktadır. Gardner'ın Çoklu Zeka Kuramı incelendiğinde her çocuğun yetenekleri ve ilgisi farklıdır. Çocuk ilgisi ve yeteneği olan bu alana yönlendirildiğinde bahsettiğimiz akış anını keşfedebilmesi yani başta kendini keşfedebilmesi başarıyı da beraberinde getirmektedir. Çocuk herhangi bir alanda uzmanlaştıkça akış anını yakalayabildiğini fark eder, başardığını fark ederek bu hazzın hayatının her aşamasında devam etmesini ister. Öğrenci okul müfredatını sıkıcı bulduğu anda ilgi çekici etkinlikler ile ya da evde kendisinin anlayabileceği yapacağı tekrarlar, alıştırmalar ile akış anını yakalayabilmesini sağlar. Öğrenilen bilgilerin sürekli tekrarlanması beyinde sinapsların uzamaya başlamasını ve sinapslar arasında nöronların hareketliliğini sağlayarak öğrenmenin gerçekleşmesine yol açar. Bu nedenle öğrenci ders çalışma noktasında sorun yaşıyorsa ilgi, yetenek, akış anı ve tekrarların bütünlüğü sağlanmalıdır.