Aile içi iletişimde bireylerin birbirleriyle yaptıkları diyaloglar çok önemlidir. Sözlerin sihir gücünde etkisi vardır. Karşınızdaki kişiyi etkilemek için bir cümle ya da bir kaç kelime yeterlidir. Mesela, seni seviyorum, aşkımsın
Aile içi iletişimde bireylerin birbirleriyle yaptıkları diyaloglar çok önemlidir. Sözlerin sihir gücünde etkisi vardır. Karşınızdaki kişiyi etkilemek için bir cümle ya da bir kaç kelime yeterlidir. Mesela, seni seviyorum, aşkımsın, canımsın veya senden nefret ediyorum gibi. Bu ve buna benzer sözler söylediğiniz kişi üzerinde etki eder ve olumlu ya da olumsuz bir reaksiyon oluşturur. Bu tarz diyaloglar bilinçli olarak farkında olduğumuz durumlardır.
Bir de öyle kelimeler vardır ki, kendini masum gösterir fakat derinden derinden sizin kuyunuzu kazar ve bilinçli olarak bunun farkına varamazsınız.
Bir örnek: 'oğlun, kızın'. Bu iki kelime ne kadar da masum öyle değilmi?
Eşlerin birbirlerine 'oğlun şöyle yaptı, kızın böyle yaptı' gibi cümle kalıpları kullanmalarının ne sakıncası olabilir ki? Peki bu konuşma kalıplarının aslında kimlere ait olması gerekir?
Aile dışındaki birisinin kullanacağı sözlerdir bunlar çünkü öz sahiplik yoktur.
Sevgili dostlar şunu bilmenizi isterim, insan beyni gerçekle hayali ayırt edemiyor. Ne demek istediğimi okumaya devam ettikçe daha da iyi anlayacaksınız. Şimdi dört kişilik bir aile hayal ederek bir senaryo yazalım.
Baba, akşam olunca işten eve dönmüştür. Anne, gün içinde çocuklarla geçirdiği tatsız durumu Baba'ya yansıtmak ister, 'Biliyormusun? Oğlun bugün sözümü dinlemeyip dışarı çıktı, top oynarken düşüp dizini yaralamış ve pantolonu da mahvolmuş. Kızın dersen hiç sorma, gün boyu elinden telefonu bırakmadı, hiç ders yapmadı.'
Çocuklar ise 'Baba, karına (eşine) bir şey söyle bizi çok kısıtlıyor, biz eğlenmek istiyoruz, bizim buna hakkımız yok mu?'
Belki de bu senaryo sizlere çok tanıdık gelmiştir ve ne gibi sakıncaları olduğunu merak ediyorsunuz. Haydi şimdi birlikte neler olup bittiğine bakalım. Beyinleri yakmaya hazırmısınız?
'Oğlun' ya da 'kızın' kelimesini beyin bilinçaltına 'senin oğlun, senin kızın' şeklinde tamamlayarak gönderir. Bu söylemde Anne öz sahip değildir ve farkında olmadan kendi bilinçaltına çocukların üvey annesi olduğu yönünde komutlar göndermektedir. Bu durumdan sadece Anne'mi etkilenmiştir? Hayır! Baba ve çocuklar da bu sözleri duydukça onların da bilinçaltlarına Anne'nin üvey olduğu yönünde bilgiler kaydolmuştur. Üstüne bir de çocukların kendi anneleri hakkında benzer konuşma kalıbı kullanmaları aile içindeki özlük bağlarını yıpratmaya başlayacaktır. Bu iletişim şekli devam ettikçe aile bireyleri arasında sorunlar baş gösterecektir ve aile bu sorunların neden kaynaklandığını anlamakta zorlanacaktır.
Şunu belirtmek isterim ki, üvey mensubu olan ailelerde yaşam kalitesi düşüktür veya her zaman sorunlar yaşanır anlamında değildir. Burada anlatılmak istenen beynin algılama şekli ve bilinçaltına giden mesajlardır.
Mümkün olduğu kadar 'oğlumuz, kızımız' gibi sahiplik belirten kelimeler kullanılmalıdır. Bu şekil söylemler söyleyen ve duyan kişiler arasında güçlü bağlar oluşturur. Aynı zamanda sevgi, güven ve değer gibi duyguları güçlendirir.
Kelimelerin sihirli gücü olduğunu söylemiştim. Bu verdiğimiz örnek sadece bir tanesi ve bunun gibi farkında olmadan masumane kullandığımız o kadar çok sözler var ki, işte bu yüzden ağzımızdan çıkan kelimelere çok dikkat etmeliyiz. Yani ağzımızdan çıkanı kulağımız duyuyor mu?
Hayatınızı sevdiklerinizle dolu dolu yaşamanız dileğimle. Sevgiyle kalın...