İnsan hikmet, iffet, akıl ve adalet özellikleriyle hayvanlardan, hayvani yaşamdan ayrılır. Hikmet; bilgi, edep ve kabiliyeti kapsar. Benliğe hakimiyet, sabır ve vakar da aklın marifetlerindendir. Adaleti ise; doğruluk, iyilik, nefs muhasebesi güzel ahlak oluştur. Bütün bu hasletlerden insanı insan yapan üstün niteliklerdir.
İnsanlar ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar adaletten ve vicdandan mahrum olmamalıdır. Adalet vicdanla var olur. Vicdanın süsleri de iyilikler ve güzelliklerdir. Donanımlı kendini yetiştiren fertler daima iyi yolun yolcularıdır. Cahiller ise bunun aksi istikametinde yol alırlar.
İyi olmak isteyen, bu yolda yürüyenlere bakıldığında çevresindekilerin de genellikle kendilerine benzedikleri görülür. Belki arada bir kendileriyle uyuşmasa da farklı fertlerle yoldaşlık yaptıkları bizleri yanıltmasın. Her şeyin bir tesellisi, ders alınan bir yanı mutlaka vardır. Kötülerle az da olsa takılan ve ilişkisi olanlar bu kişileri gördükçe doğru yolda olma tutumu içinde olmak istedikleri içindir. Bir diğer husus da o kişileri eğri yoldan düzlüğe çıkarmak amacıyladır.
Bir insan kamil noktasına vardıkça yanındakiler de ya ona uyacak ya da onu terk edeceklerdir. Aksi halde doğru, ahlaklı, vicdanlı biri kendi karakterine halel getirecek biriyle yoldaş olmaz. Öyleleriyle sürekli beraber olan kendine zarar geldiği anda yoldan çıkmaya başlar.
Adaletli, güzel ahlaklı yetişenlerin yanında kalanlar, yetişenler de; ahlaki, sosyal, kültürel bir seviyeye yükselirler.
Vicdan ölçüsüyle dolu olanlar sevgiyle, iyilikle, güzellikle ve tatlı olan yaşantılarıyla nefretten, kinden ve kibir bataklığına düşmekten imtina ederler. İnsanın kendini geliştirmesinin yegane yolu bilgi ve birikim sahibi olmaları, her lafta ezilmeyecek, bükülmeyecek bir bünyeye kavuşmuş olmalarıdır.
Vicdan muhasebesi içinde olanların yegane dertleri, sıkıntıları şahsilikleriyle ilgili durumları öne çıkarmak değildir. Bu kimseler kendi hayatlarına özen gösterdikleri gibi vatan millet sevgisi içinde insanlara iyi model olmalarıdır, denilebilir.
İnsanlar kuşkusuz her şeyi, her gerçeği dile getirecek kadar korkusuz değildirler. Ancak ne yapması ve ne yapmaması gerektiğini bilecek bir olgunluğa şuura sahiptirler. İnsan daima bir sorgu içinde hayatına yön verebilmek için vicdani anlamda kendi yaşantısının muhasebesini yapmak mecburiyetindedir. Anlayışlarımız biçimsizliğe dönüşmemelidir. Vicdanımız, merhametimiz yeryüzüne düşen yağmur damlaları gibi olmalıdır. Kirlenen dünyada bizlere güç veren lekesiz duygularla yüklü olan kalplerimizdir. Temiz ve cesur yüreklilerle böyle bir anlayışla daha da iyi olabiliriz. Bu ümidi daima taşımalıyız.