Nevşehir, Nyssa ve Muşkara adıyla anılan bir köy iken Osmanlı döneminde 1725 yılında bir fermanla yeni şehir anlamına gelen Nevşehir adını aldı.Nevşehir; Nevşehirli Sadrazam Damat İbrahim Paşa zamanında büyük bayındırlık hare
Nevşehir, Nyssa ve Muşkara adıyla anılan bir köy iken Osmanlı döneminde 1725 yılında bir fermanla yeni şehir anlamına gelen Nevşehir adını aldı.
Nevşehir; Nevşehirli Sadrazam Damat İbrahim Paşa zamanında büyük bayındırlık hareketine girişilmesiyle imaretler, camiler medreseler ve çeşmeler yapılmıştır. Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Nevşehir; Niğde iline bağlı kaza iken, 6429 sayılı yasa ile 20 Temmuz 1954 tarihinde il haline getirildi.
Kırşehir ile birlikte Kırşehir'e bağlı Mucur, Avanos, Hacıbektaş (1945'te ilçe oldu), Kayseri'ye bağlı Ürgüp (1935'te ilçe oldu), Niğde'ye bağlı Arapsun (1948'de Gülşehir adını aldı) Nevşehir'in ilçeleri haline getirildi. Kozaklı ve Hamamorta köyleri Avanos'a bağlı birer köy iken birleştirilerek 1954'te Kozaklı adıyla ilçe olarak Nevşehir'e bağlandı.
Kırşehir 1957'de tekrar il yapıldı. Mucur ilçesi ile beraber Nevşehir'den ayrıldı. Osmanlı döneminde Melegübü ismiyle anılan ve bucak merkezi olan Derinkuyu 1 Nisan 1960'ta ilçe durumuna getirildi. Acıgöl kasabası ise 4 Temmuz 1987'de ilçe oldu.
Nevşehir’in tarihi M.Ö. 7000 yılına kadar uzanır. Farsça Katpaduka adıyla Güzel Atlar Ülkesi olarak anılır. Seyyahların ifadelerine göre bölgede güzel atlar ile birlikte cins koyunlar da yetiştirilmekte imiş.
Bölgeye egemen olan bazı uygarlıklar: Hititler, Frigler, Asurlular, Persler, Kapadokyalılar, Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılardır.
Nevşehir, Kapadokya Bölgesinin ortasında, Aksaray-Kayseri Karayolu üzerinde yer alır. Birbirinden farklı tabiat harikası peri bacaları, vadiler, yeraltı şehirleri, ören yerleri, tarihten bugüne kalan mimari eserleriyle dünya kültür mirasında önemli bir yerdir. Nevşehir bölgesi eşsiz turizmin güzellikleriyle turizm potansiyeliyle gelişme kazanmaktadır.
Tarihi perspektiften bugüne bakıldığında Nevşehir’de kentsel anlamda değişimler görülse de, kentsel dönüşüm gerekli olmasına karşı bu girişim bilinçsizce yapılmıştır. Damat İbrahim Paşa zamanında başlayan Osmanlıdan kalma sayıları az da olsa tarihi binalar yok edilmiştir.
Olan olmuştur demekle birlikte geriye kalan tarihi dokular özenle korunmalıdır. Bir şehrin etiketi, simgesi, yaşanabilir mi, gezilebilir mi bir kent olması önemlidir. Bundan sonra neler yapılmalıdır? Bu sorunun cevabı aranmalıdır. Kentin ülke ve dünya ölçeğinde bugünden daha çok arzulanan, gezilmek, görülmek istenen bir şehir olması için popülist politikalar yerine kalıcı çalışmalar yapılmalıdır. Bu anlamda keşke o evler yıkılmadan, bazıları onarılarak gerekli görülenler de yıkılarak yer altı şehri dünya turizmine kazandırılmış olsaydı, diyoruz.
Nevşehir yer altı şehri ile birlikte kalenin imar edilerek ziyarete açılması kent için yerinde ve olumlu bir girişimdir. Bu anlamda İlimize yeni atanan İnci Sezer Becel Hanımın da pozitif enerjisiyle ilimize katkılar sunacağına inanıyorum. Nevşehir’e emeği geçen bütün belediye başkanları ve devlet adamlarına şükran borçluyuz. Başkan Rasim Arı Beye Yer altı Şehri açılışı nasip oldu, kaleyi de hizmete açmakla güzel bir girişimde bulunmuştur Bütün bu iyi niyetlerin gelişerek çoğalması temennimizdir. Bu saiklerle Nevşehir büyük düşünmek mecburiyetinde olmalıdır. Sıradan iş ve işlemlerle avunulmamalıdır. Bu nedenle de Kapadokya olarak anılan tarihi zenginliğe sahip Nevşehir’in turizm kadar tarihi mirasa sahip çıkılarak yeni girişimlere ihtiyaç vardır.
İlimizde kültür ve sanat alanında yeni adımlar atılmalıdır. Nevşehir ve bölgesinin tarihi ve kültürel somut ve soyut ne kadar değeri varsa kayıt altına alınmalıdır.
Kent dokusuyla alakalı olarak bir vakıf kurulmalıdır. Yıkılan mekânlar tarihsel bir panoramik görüntüye sahip yeni binalar inşa edilmelidir.
Yok, olan tarihe mal olmuş bazı meslekler turizme yönelik sembolik de olsa icra edilebilir. Sanatçılar ve sanatkârlar için bir sokak düşünülebilir. İl merkezine çok farklı, insanları hayrete düşürecek ölçüde bir veya birkaç müze yapılabilir.
Örnek olması açısından söylüyorum; Yazar dostum Oğuz Özdem ile birlikte Belediyedeki yetkililerle görüşmemizde okuma alışkanlığı üzerine kitap park projesi sunmuştuk ancak hiçbir sonuç alamadık. Kitap park, kitap mahalle veya kitap sokak anlamında da hayata geçirilebilir. İngiltere’de kitap kasaba var biz de neden olmasın ki? Sadece kitapla ilgili değil başka alanlarda da farklı projeleri hayata geçirmek mümkündür.
Valilik ve belediye şehrin kalkınmasına yönelik özel bir proje ekibi oluşturmalıdır. Bu kentte yaşayan Nevşehir sevdalısı gönlü güzel insanlardan yararlanılmalıdır.
Kent dokusu, kültür, sanat ve eğitim alanında bu şehir için kalpleri çarpan her birey göz ardı edilmemelidir. Kentin geçmişine el atan hikâye ve tarihi belge anlamında emek veren yazarlar olarak bu çağrıyı kendi adıma yapıyorum.
Sözün özü her daim kazanan Nevşehir olmalıdır.